MALTA
PARA KULLANIMI=
Euro bölgesi. Kredi kartı kullanımı yaygın.
NUFUS=
Yerliler arapça İtalyanca karışımı maltaca konuşuyorlar. 200 yıl kadar İngiliz hakimiyetinde kalmaları sebebiyle hemen herkes İngilizce biliyor. İngiltereye nazaran daha ucuz bir ülke oldukları için, çok sayıda İngilizce dil okulu kurmuşlar. Bu okullarda okumaya gelen gençler,aynı zamanda kafe restoran ve dükkânlarda çalışıyorlar. Yani malta yerlileri, dil okullarına gelen gençler bir de özellikle Libya ve Tunustan çalışmaya gelenler malta halkını oluşturan unsurlar.
MALTA ŞÖVALYELERİ
Haçlı seferleri sonrası Kudus Hristiyanlarca işgal edilince, burada hasta Hristiyan hacılara yardım etmek maksadıyla kendilerini St John a adayan bir tarikat, hastabakıcılar olarak hastahane kuruyor. Papa nın kendilerini faydalı bir tarikat olarak tanıması ve bazı imtiyazlar vermesi ile büyümeye başlıyorlar. Katolik olan tarikat,Fransa ve İtalya dan gelecek olan hacıların rotası üzerinde hanlar ve hastaneler inşa ederek hacılara yardımcı oluyor. Buralardan fayda görenlerin bağışlarıyla daha da buyuyunce, askeri alana yatırım yapıp önemli bir güç haline geliyorlar. Hastahaneler sebebiyle Hospitalier Şövalyeleri yada St John şövalyeleri deniyor. Uniformaları siyah elbise ve beyaz peruktu.
Hıttın Savaşında Selahaddin Eyyubi Kudus u ve akabinde Akka yı alınca Filistin den çıkmak zorunda kalan şövalyeler, tekrar bu topraklara geri dönebilmek umuduyla Kıbrıs a yerleşiyor. Ordayken Rodos u alıp, yine bir hastane çevresinde gelişerek, Rodos Şövalyeleri adı altında güçlü bir donanma kuruyorlar. Ancak zaman içinde hedeflerinde sapma olarak, korsanlık yapmaya ve Osmanlı gemilerine saldırmaya başlıyorlar.
- Beyazıd tahta geçtikten sonra, kardeşi Cem Sultan ın ona karşı mücadelesinde, kendisini Rumeli ye geçirmek üzere anlaşıyorlar. Fakat Cem Rodos a gelince onu, hem Osmanlı ya hem Papa ya satmaya çalışıyorlar. Bir sure sonra Osmanlı baskınından çekinerek, Cem Sultan ı önce Fransa ya ordan Papa ya teslim ediyorlar. Böylece Cem Sultan uzun yıllar Osmanlı tahtı için risk ve şantaj unsuru oluyor. Kendisine haçlı ordularına komuta etmesi ve Hristiyan olması tekliflerini geri çeviriyor. Ancak Papa, Cem Sultan ı serbest bırakma tehdidiyle 2. Beyazıd ın fetihlere devam etmesini engelliyor ve bakımı karşılığı diyerek birsuru altın alıyor. Çünkü Anadolu ya gelerek taraftar toplama ve iç savaş çıkarma riski mevcut.
Kanuni, yeni fethedilen Doğu Akdeniz kıyıları ile olan deniz trafiğini güvenli hale getirebilmek için Rodos u almaya karar veriyor ve kuşatıyor. Uzun kuşatma sonucu Rodos Şövalyeleri, mallarıyla birlikte adadan çıkabilmeleri karşılığında, Rodos u bizzat gelen Kanuni ye teslim ediyorlar.
Rodos u terk eden şövalyeler, Papa nın yer göstermesiyle, o zaman için sadece birkaç köy bulunan Malta ya geçerek orda yeniden üsleniyorlar ve yine, Akdeniz de sefer yapan Osmanlı gemilerini rahatsız etmeye ve bazı küçük kıyı şehirlere taciz saldırılarında bulunmaya başlıyorlar. Şövalyelerin Malta da yeniden bir problem olarak ortaya çıkması sebebiyle, Kanuni nin onları serbet bıraktığı için pişman olduğu bilinmektedir.
1564 te, Kahire ve İskenderiye Valilerinin de bulunduğu bir geminin, Malta lılarca esir alınmasından sonra Kanuni, Malta yı kuşatmaya karar verdi. İstanbuldaki casuslar bunu haber verince adadakiler, kaleleri sağlamlaştırdı, italyadan asker topladı ve kuşatmaya hazırlandı. Piyale Paşa ve Turgut reis önderliğindeki donanma 1565 te Malta ya ulaştı. Şiddetli çarpışmalar sonucunda adadaki kalelerden biri fethedildi. Ancak maalesef bu sırada Turgut Reis başına isabet eden bir şarapnel parçası ile şehit oldu. Ada nın düşme ihtimaline karşı, Kanuni nin bir sonraki adımının İtalya üzerinden tüm Avrupa yı fethetmek olduğu konuşulmaya başlandı. Turgut Reis in şehadetine rağmen kuşatmaya devam kararı alındı. Yine zorlu mücadeleler ardından 2. Kale de de önemli bir gedik açıldı. Ancak sonbahar gelmiş ve Papa nın teşvikleriyle Sicilya üzerinde önemli bir yardımın adaya ulaşmak üzere olduğu haber alınmıştı. Zaten kayıp vermiş ordu, riske atılmak istenmedi ve kuşatma kaldırıldı. Birçok ülkeyi biraraya getirebilen bir dini liderin, ne kadar önemli olduğunu gösteren birçok olaydan biride Malta Kuşatması dır.
O dönemde, her savaşta Osmanlı ya karşı kaybetmeye alışmış olan Avrupa daki krallıklar ve Papa bu işe çok sevindi tabiki. Osmanlı nın yenilmez olduğu algısının değiştiği bu kuşatmayı düşünür Voltaire, Hiçbirşey Malta Kuşatması kadar önemli değildir diye ifade etmişti.
Şövalyeler ,Osmanlı kuşatmasındaki başarılı savunmaları sebebiyle,e Malta Şövalyeleri olarak anılmaya başlıyorlar.
1798 de Fransızlar Malta yı onların elinden alınca 1834 te, tarikat merkezi Roma da yeniden açılıyor. Kendilerini tarafsız ve insani bir yardım kuruluşu olarak tanımlıyorlar. Papa nın desteği ile birçok ülkede dokunulmazlıkları ve imtiyazları mevcut.
CEM SULTAN IN TORUNU
Cem Sultan ın Rodos ta kalan oğlu Şehzade Murat, buyuk ihtimalle Osmanlı Tahtına duyduğu nefret sonucu Hristiyan oluyor ve Papa tarafından prens yapılıyor. Hristiyan bir hanımla evleniyor ve çocukları oluyor. Rodos fethedildikten sonra taht için buyuk risk olan bu Hristiyan hanedan üyesi ve oğlu Kanuni nin emriyle öldürülüyor. İşte bu noktada ilginç bir konu var. Osmanlı arşivlerine göre öldürülmüş olan bu çocuk ki ismi Cem, Malta, Rodos ve Vatikan arşivlerine göre öldürülmemiş. Nicola adını almış ve Malta ya gelerek buraya yerleşmiş. Malta lı bir tarihçi ve arkeolog olan George Said Zammit, kendi soyunun Nicola dan geldiğini gösteren çeşitli arşiv kayıtları ile, Osmanlı Hanedan ınını bugünkü lideri Sehzade Osman Erutuğrul Efendi ye bir mektup yazarak, kendisinin hanedan üyesi olarak kabul edilmesini istiyor. Hanedan lideride ona enteresan bir cevap veriyor. İddialar doğru olabilir. Kapsamlı bir araştırma gerekir. Ancak sizi bir Osmanlı şehzadesi olarak kabul edemeyiz. Çünkü büyük dedeleriniz Papa 6. Alexandr ın verdiği prens unvanını kabul etmiş ve birkaç nesil kullanmıştır.Bu nedenle artık Osmanlı değil, Papa lık prensi sayılırsınız.
MUTFAK=
İtalya ya yakın olmaları sebebiyle pizza, makarna ve ada ülkesi olmaları sebebiyle de deniz ürünleri var. İlginç olarak bazı restoranlarda tavşan eti bulabilirsiniz.
COGRAFYA =
Sicilya ile Libya arasında Akdenizde yer alan ve 5 ada dan oluşan bir ülkedir. En buyuk ada Malta ve ondan sonra Gozo gelmektedir. Kültür turizmi açısından önemli yerleşimler en buyuk ada üzerinde olup bunlar, başkent Valetta, eski başkent Medina, Paceville ve balıkçı köyü Marsaxlokk. Ayrıca Temel Reis Köyü film seti. Deniz için geliniyorsa Gozo ve Comino adalarını da değerlendirmek gerekir.
Malta da çıkan sarı renkli malta taşı, adanın binalarında kullanılan ana element olduğu için kasabalara çok hoş doğal ve tarihi bir görünüm vermekte.
MEVSİM=
Eğer amaç kültürel gezi ise şubat gayet iyi bir dönem. Burası Antalya benzeri iklime sahip olduğundan gezmeye elverişli ve aynı zamanda birde karnaval var. Çok bilinen bir karnaval olmadığı için fiatlarda yükselmiyor.
Ancak deniz tatili yapılacaksa 15 haziran ve eylül sonu arasını öneririm. Temmuz ve ağustos sıcaklıklar çok yüksek olabilir ve aynı zamanda en kalabalık dolayısı ile en pahalı dönem.
ULAŞIM =
Ada nın küçük havalanı Luqa ya İstanbul dan direk seferler ile 2 saatte ulaşım mumkun.
Toplu taşıma kullanacaksanız, varış holunde Malta Public Transport tan hem bilet hem de hat bilgilerini alabilirsiniz. Alandan X4 no lu otobus Valetta ya gidiyor 30 dk gibi 2 euro ya. Diğer kasabalara gitmek için sıklıkla Valetta dan aktarma yapmak gerekecek. Havalanından bazı kasabalara giden hatlar var. Ama onlar daha seyrek geliyor tabiki.
Taksiyle gidecekseniz alanda taksi durağı yok. Çağırmanız gerekiyor. Malta da taksi sistemi BOLT yada eCabs var. Uygulamayı telefonunuza indirmeniz gerekiyor. Böylece tüm adada internetiniz olduğu sürece uygulama ile taksi çağırabilirsiniz. Alandan Valetta 15, Medina 20 ve Popeye Village is 30 euro.
Malta ya günübirlik geldiyseniz çantalarınızı bırakabileceğiniz emanet servisi var. Gümrükten çıktıktan sonra sağa dönün ve havalanının gidiş bölümüne gelin. Orda bulunan danışma 12 saat için çantabaşı 5 eu olarak bu hizmeti veriyor.
Gezinizi Sicilya ile birleştiriyorsanız Catania dan 4 saatlik feribotlar ve Pozzallo dan 1.5 saatlik hızlı katamaranlar var. Bunların fiatı 45 dk lık uçuş fiatlarına yakın olduğundan Malta Air ile gitmenizi tavsiye ederim.
Ada da uzun kalıp araç kiralamayı düşünüyorsanız trafik ters yönden. İngiliz sistemi.
OTEL=
Prizler İngiliz
ROTA=
Kültür gezisi olarak düşünülüyorsa Mdina ,Marsaxlokk ve Valetta sadece 1 günde bile bitirilebilir. Biz sabah uçağıyla gelip akşam uçağıyla Sicilya ya geçtik. Süre yeterli. Popeye Village, çocuklarla geldiyseniz ilk durak olarak eklenebilir. Tabiki ulaşımlar hiç vakit kaybetmeden taksiyle.
POPEYE VİLLAGE= TEMEL REİS KÖYÜ
Malta adasında gezilecek yerler içinde en uzak nokta. Havaalanından taksiyle 50dk gibi.
Toplu taşıma otobusleride gidiyor. 1980 de Robin Williams ın başrol oynadığı filmin seti olarak hazırlanmış küçük masalımsı mimarili köy, film sonrası yıkılmayarak çocuklar için muhafaza edilmiş. Yaklaşık 400mt boyunca sağlı sollu çeşitli ahşap evler, dukkanlar var. Giriş ücreti 11.5 euro erişkin ve 9.5 euro 12 yaşaltı çocuklar. Ortamı biraz daha çekici kılmak adına içerde Temel Reis ve Safinaz kıyafetleriyle dolaşan foto çektirip, küçük şovlar yapan çalışanlar var. Bilet ücretine içerde çektireceğiniz bir foto, patlamış mısır ve bir postakartı dahil. En iyi foto noktası, köyü tamamen kadraja alabileceğiniz giriş kapısının sol tarafından 100 mt ötesi.
MDİNA
Burası adanın ortasında, tepe üzerinde, hendek ardında etrafı yüksek surlarla çevrili bir ortaçağ kenti. İsmi Arapçadan geliyor. Bir sure arap hakimiyeti var adada. Mukemmel restore edilmiş ve yepyeni bir ortaçağ kenti haline gelmiş. Sadece 300 kişi yaşıyor ve onlar dışında araç yasak. Suriçinin sessiz şehir lakabı var. Surlarda tek kapı var. Mdina Gate. Ordan girdikten sonra, max 1 saatte heryer gezilebilir. Labirent gibi dar sokaklar, yüksek duvarlı evler. Kapı sonrası sola doğru yönelirseniz, surları takiben dönüp tekrar kapıya yaklaştığınızda St Paul Katedralini göreceksiniz. Ordan ana caddeye gelip, caddeyi de yürüdünüzmü tur tamamlanmış olur.
St Paul Katedral=
Fark edilebileceği gibi burada heryere St Paul ismi vermişler. Bunun sebebi İncil de yazılanlar. St Paul Girit ten Roma ya giderken gemi kazası geçiriyor ve Malta ya sığınmak zorunda kalıyor. Burda geçirdiği 3 aylık dönemde, Roma lı vali nin babasını ve diğer bazı hastaları iyileştirdikten sonra onu, hristiyan olmaya ikna ediyor. St Paul un valiyi ikna ettiği yer olan valilik binasının yerine de bu katedralin inşa edildiğine inanılıyor. Vali Publius, St Publius olarak Malta nın ilk Katolik dini lideri oluyor.
Rabat=
Surların dışındaki tarihi mahalleye Rabat deniyor. Burası Mdina Gate in önündeki mahalle.
İsim yine arapça dışmahalle anlamında. Burda da St Paul ve St Paul Mağarası kilisesi var. Biraz aşağısında da St Paul Katakombları mevcut.
St Paul ve St Paul un Mağarası Kilisesi=
İşte Malta da yaşadığı noktanın bu mağara olduğuna inanılıyor ve dolayısıyla adadaki ilk hristiyan ibadet yeri. Bu tarz kutsal yerlerin birçoğunda olduğu gibi bunun da üzerine kilise inşa ediliyor. Yerin önemini vurgulamak açısından, 2 papa malta ziyaretleri sırasında buraya gelmiş. Giriş 5 euro.
St Paul Katakombu=
Katakomb kayalara oyulmuş yeraltı mezarları demek. Yunan Uygarlığı öncesinde birçok uygarlıkta mezarlar evlerin içine yapılıyordu. Ancak Yunan Uygarlığı ile birlikte şehircilik kavramı ortaya çıkınca mezarları şehir dışına aldılar. Bu sebeple katakomblar surdışında.
Girişte mezarlardan çıkmış iskeletler ve cenaze ile mezara konmuş bazı eşyalar sergileniyor. Kapadokya yeraltı şehirlerinin görünümünde. Bazen koridorlar ve her iki yanda mezarlar, bazen buyuklu küçüklü birbirine geçişli mezar odaları. Malta da bulunan katakombların en büyüğü bu. Giriş 5 euro.
Fontanella Tea Garden=
Sur kapısından içeri girdikten sonra ana yolu takip ederseniz 15 dk gibi surun diğer ucuna ulaşıyorsunuz. İşte tam bu noktaya kurulmuş olan restoran, konumu itibari ile ovaya tepeden bakıyor ve güzel bir manzaraya sahip. Birşeyler içip dinlenmek için ideal bir yer.
Pizza, sandwich, salata ve çeşitli keklerden oluşan bir menusu var. Kalite tipik turist kalitesi.
VALETTA
Malta limanı en derin limanlardan biri olması ile biliniyor. Valetta da bu limanın yanına kurulmuş.
Osmanlı kuşatması sırasında şövalyelerin başında olan arkadaş Jean Valetta.Bu başarılı savunma sonrası Papa nın desteğiyle adaya gelen yardımlar ile Valetta şehri kuruluyor.
Auberge de Castille=
Şehrin en buyuk meydanı Castille Square de bulunan başbakanlık binası. Osmanlı kuşatması sonrası gelen yardımlar ile bu noktaya bir yönetim binası inşa ediliyor. 1741 de bu bina yıkılarak yeniden bugünkü hali ile yapılmış. 1798 de Fransızlar, 1805 te İngilizler adayı alınca ordu karargahı bu bina olmuş.
Upper Baraka Gardens=
Castille Square in deniz tarafında bulunan bahçe. Malta nın en önemli turist noktası. Çünkü surların en yüksek yeri ve buyuk limanı tepeden mükemmel bir konumdan görüyor. Eskiden sadece şövalyelere ait antrenman bahçesi iken 150 yıldır halka açık. Alt katta toplar var ve öğlen ile ikindi selamlama atışı yapıyor. Fotoğraf çekmek için en iyi zaman ikindi sonrası. Burası Game of Thrones adlı ünlü dizide kullanılan bir mekan.
Republic Street=
Upper Baraka Gardens dan çıktıktan sonra Auberge de Castille i sağınıza alıp aşağı doğru yürüyünce trafiğe kapalı, kalabalık, İstanbul un İstiklal cad ni andıran şehrin ana caddesine geliyorsunuz. Şehirde görülecek diğer 2 önemli noktada bu cadde üzerinde. Ana cadde den ayrılıp ara sokaklara girdiğiniz zaman sarı malta taşından yapılmış binalardaki koyu yeşil bordo kırmızı renkli dikkat çekici cumbalar çok hoş duruyor.
St John Katedral =
Republic Street te. Osmanlı kuşatması sonrası şehir inşa edilirken, bu buyuk katedral de inşa edilmiş. Tarikatın merkezi olarak kullanılmış. Dışı sade olmasına rağmen içindeki süslemeler mükemmel. Hatta Avrupa nın en iyilerinden biri olarak değerlendiriliyor. Tavan, duvarlar hatta zemin bile süslü. Tavanda resimler, duvarlarda altın kaplama kabartmalar ve zeminde renkli granitlerle dekore edilmiş.Şövalyelere ait bir çok sembol işlenmiş.
İçerdeki eserlerden en ünlüsü Caravaggio nun Vaftizci Yahya ( st john) nın başının kesilmesi tablosu. Girişten sonra sağdaki şapelde.
Grandmasters Palace=
Republic Street te.İlk inşa edilen binalardan biri. Malta şövalyeleri, Fransız vali, İngiliz Vali ve şimdide cumhurbaşkanı kullanıyor. Şubat ayındaki karnavalda takımlar dans gösterilerini bu sarayın önündeki alanda yapıyorlar.
Lower Baraka Gardens=
Republic Street ten ayrılıp liman tarafına deniz kenarına doğru inince buraya geliyorsunuz. Limanın girişini görebileceğiniz, eğer varsa gemi geçişlerini seyredebileceğiniz bir nokta. Siege Bell War memorial isimli buyuk bir çan kulesi anıt var. 2. Dünya savaşında Malta ya olan saldırılar sırasında hayatını kaybedenlere adanmış. Yunan tapınağına benzer anıt ise İngiliz vali için.
Ottoman Turkish Cemetery=
Başkentin güneyinde Marsa isimli köyde 1874 te Sultan Abdulaziz tarafından yaptırılan Malta kuşatmasında şehit olan Osmanlı askerlerinin kabristanı mevcut. Kapısı camiyi andıran çok süslemeli mükemmel bir görünümde. Daha sonra 1. Dünya Savaşı sırasında Malta ya esir getirilen ve burada şehit olan esir askerlerimizde buraya defnedilmiş. Ayrıca Malta da hayatını kaybeden faslı, Tunuslu, Libyalı bazı muslumanların mezarlarıda mevcut.
Cafe Cordina=
Rebublic Street te Grandmaster s Palace ın köşesinde. 1837 de kurulan tarihi cafe. Kahve, pasta, kek için Malta nın en iyisi. Tarihi iç dekorasyonu ilede vakit ayırmaya değer. Ayrıca zeytinyağı, zeytin, bal, reçel satıyorlar gurmeler için.
MARSAXLOKK
Küçük bir balıkçı kasabası olan Marsaxlokk ta limanda tipik yerel kayıklar var. Bunlar, sarı bordo çizgili mavi tekneler. Fotoğrafçılar için güzel kareler mumkun. Liman kıyısında çok sayıda balık restoranıda mevcut doğal olarak. Valetta ve Mdina sonrası ziyaret edilebilir. Özellikle bu tekneler seyredilerek yemek yenmek istenirse.
ST JULİAN- PACEVILLE
St Julian Kasabasın daki Paceville mahallesi Malta nın eğlence hayatının merkezi. Barlar, diskolar, gece kulüpleri ve hatta kumarhaneler var. Malta nın ekonomisinde turizm çok önemli bir yer tuttuğu için her türlü turiste talipler.
GOZO ADASI
Burası Azur Window denen, deniz kenarı kayalıklarda ki pencere oluşumu ile ünlü ada. Azur Window, Game of Thrones dizisinin önemli bir sahnesinede evsahipliği yapmış. Ancak bugun bu oluşum yok. Çünkü dalgalara dayanamamış. Sadece Blue Hole denilen, kayalıklar da ki doğal havuz oluşumunda yüzmek için gelinebilir.
Valetta dan gelmek için öncelikle Cirkewwa Limanı na gelmek gerekiyor ki yaklaşık 1 saat ve buradanda yine 30 dk feribot yolculuğu var. Bilet gidiş dönüş 6 euro.
COMİNO ADASI
Blue Lagoon= Mavi göl isimli küçük koyun mükemmel su rengi ile üne kavuşturduğu ada.
Cirkewwa yada Marfa Limanı ndan kalkan surat tekneleri ile 10 dk da ulaşıyorsunuz. Gidiş dönüş 15 euro. Sabah 8 30 ilk tekne.
Malta nın çoğu kıyısı gibi kayalık bir koy. 2 sezlong ve 1 semsiye 30 euro. Ancak burada çok uzun kalmak biraz zor. Çünkü 11 00 a doğru gelenler artıyor ve birde tekne turları onlara eklenince koy küçük olması sebebiyle aşırı kalabalık bir hale geliyor. Birçok turist şezlong kiralamadan birkaç saat yüzüp geri dönüyor. Çünkü kayalıklarda havlu üzerinde oturmakta rahat değil, sapka ve tshirtle güneşten korunabildiğimizi hesap etsek bile. Buraya gelinecekse 8 30 ilk tekne ile gelinecek, kimse yokken denize girilecek ve 11 cıvarı kalabalık olunca dönülecek.
